Afganistan’a İkinci Seyahat -23 Mart 2015

Home / Afganistan’a İkinci Seyahat -23 Mart 2015

2007 Nisanda ilk geldiğimde Kabil Havalimanı diye bir yer adeta yoktu. Bugün ise havalimanının da ötesinde bir üs mevcut. NATO kapsamında görev yapan Türk Barış Gücü askerlerinin görev alanlarının 2007 yılına göre çok değistiğini gördüm. Türk askerini burada 2007 yılında ,kendi görev alanı çerçevesinde güvenlik alanına destek veren, halk ile iletişime geçerek daha sıcak ilişkiler kuran ve Afgan halkının sevgisini kazanmış olarak görmüştüm. Bugün ise; Türk askeri, daha çok Afgan milli ordusunun oluşmasında danışmanlık ve eğitim çalışmaları yapıyor.

Bu seyahatimizde amaç, bu çalışmaların bir kısmını haber yapmak ve Türk kamuoyunu bu konuda bilgilendirmekti.

Öncelikle 2007 yılında Kabil’de şehir merkezi yoktu. Şimdi ise yollar açılmış ve asfaltlanmış. Buna en büyük katkı ise TİKA’dan gelmiş. Yani Türkiye’den..

Havalimanına indiğimizde bizi şiddetli bir yağış karşıladı, yağmur damlaları o kadar sert ve hızlı yüzümüze vuruyordu ki; bir saçağın altına saklanmak zorunda kaldık.. NATO tarafından Afgan ordusuna bırakılan askeri tesise doğru yol almak için araçlarımıza bindik. Yoğun yağıştan dolayı felç olan trafik bizi bir buçuk saat oyaladı..

Yolda gördüğüm küçük ama önemli detayları size aktarmadan geçemeyeceğim, yol çift şeritli fakat araçların nereden geldiğini kestirmek çok zor; bir bakıyorsunuz sizin şeridin tam karşısında zannettiğiniz içi dolu minibüs size doğru geliyor, kaza riski çok yüksek , kimin, nereden ,nereye gittiği belirsiz. Bu da trafiği trafik olmaktan çıkarıp, yolları tam bir kargaşa merkezi haline getiriyor.

Askeri araçların yollarda güvenlik nedeni ile hızlı gitmesi gerektiğini öğrendim. Sebebi ise adeta kan donduruyor. Askeri araçların yolda durması beraberinde altlarına hızlıca mıknatıslı patlayıcıların yerleştirilebilme riskini taşıyor. İşte bu yüzden askeri araçların Afganistan’da hızlı ve seri olmaları gerekiyor. Bu arada Kabil havalimanının güvenliğinden Türk askerinin sorumlu olduğunu belirtmek isterim.

Afgan millî ordusunun oluşmasında NATO kapsamında en büyük desteğin Türk askeri tarafından verildiğini yazımın başında belirtmiştim. Afganistan’da paralı askerlik yeni oluşmuş bir durum , bir Afgan askeri yaklaşık 160 dolar ücret karşılığında 2 aylık eğitimden sonra orduya dahil oluyor. Zırhlı araç ve telsiz kullanma konusunda, Türk askerinin verdiği eğitim ileri derecede önem arz ediyor…

Afgan askerlerinin ve ailelerinin tedavileri için sağlık taraması yapıldığını öğrendik. İşte o sağlık merkezine gittik. Burada onlarca Afgan askeri, Türk hekimleri tarafından tedavi ediliyor.. Biz oradayken, bir Afgan askerinin bel ağrısı şikayeti ile muayenesine denk geldik. Afgan askerinin muayenesinin sonucunda bel fıtığı ameliyatı olması gerektiğine karar veren Türk hekim, ameliyat için yine bir Türk hastanesini önerdi.

İlgimi çeken bir detay daha var. Yolun tam ortasında ayakta veya oturarak dilenen dilenciler var. Cadde üzerinde barakadan yapılmış dükkanlarda dışarıya ,yol kenarına asılmış inek ve koyun etlerini görüyorsunuz. Afganistan’da buralara “kasap” deniyor..

Yarın, Türk askerleri tarafından onarılan kız lisesine gideceğiz.

25 Mart 2015.

TSK tarafından yapılan kız lisesinde eğitim ve öğretim ile ilgili çalışmaları yerinde görmek için sabahın ilk saatlerinde çelik yeleklerimizi giyinerek zırhlı araçlar ile yola çıktık.

Yollarda arabadan çarşı -pazar ve insan fotoğrafları çekmeye çalıştım. Afganistan’ın en yoksulu diye adlandırılan sokaklardan geçerek , Türk askerleri tarafından yapılan kız lisesine ulaştık.

Bu okula gelmeden önce yolda nasıl bir çekim planı yapacağımızı düşündüm, siz de benim gibi düşünüyorsunuz eminim, ama işin aslı ile hayaller örtüşmedi. Mesela; teneffüse çıkan liseli çocuklar, oyunlar oynuyor, bahçede dolaşıyor gibi klasik okul teneffüsü hayal ediyorsunuz. Ama öyle olmadı! Bizlere gösterdikleri sadece 7 tane lise birinci sınıf kız çocuğu! Diğerlerini biz lisede olduğumuz için teneffüse bile çıkarmadılar, o 7 kız çocuğu ise birbirinden hiç ayrılmadan ürkek ceylan gibi korkarak kamerama poz verdiler, kadına yapılan toplum baskısını burada daha net gördüm, o çocuklar o kadar güzel bakıyorlar ki objektifime yardım çığlıkları gibi geldi o bakışlar…

Sokaklarda da durum okuldakinden farklı değil! Kamera ile çekim yapmak imkansız! Hele bir kadını çektiğin görülürse; tepki çok sert oluyor!

Afganistan, çağın çok gerisinde kalmış bir ülke. Bu tezimi destekleyen çok fazla örnek var ama biz yine kız lisesine geçelim. Lise, ülkedeki okullardan fiziki şartları en iyi olan okul .Diğer okullarda çatı yok mesela, duvarları yıkılmış ve “okul “adı verilen tabiri caizse “baraka”larda 50 kişi okuyor.Bu okulda ise 20 kişilik sınıflar var.

Caddelerde daha çok üç tekerlekli motosikletleri araba şekline getirerek taksi olarak kullananlar mevcut, hepsi kendine göre süslemiş dekor yapmış. Sürücü ehliyetinin olmadığı bir ülkede trafik kuralı olur mu? Yok tabi ki ! Dünyada insana değer verilmeyen tek yer ya da birkaç yerden biri diyebilirim..

NATO askeri üssüne, akşam saatlerinde geldiğimizde ,ikiz Afgan kız kardeşlerin bizleri beklediği haberini aldık, bu ikizlerin babası kızlarını okutmak için elinden gelen her şeyi yapmış. Küçük, şirin kızlar bizimle Türk askerlerinden öğrendikleri Türkçeyi kullanarak konuştular. Aslında bizden daha güzel konuşuyorlardı desem abartmış olmam, dillerine Türkçe çok yakışmış.

Bu askeri üstte ayda bir defa, her ülke, kendi tanıtımı için gece düzenlermiş. Bizim şansımıza bugün Türk gecesi. Türk askerleri tarafından organize edilmiş muhteşem bir gece yaşadık. Türk müzikleri, oyun havaları, NATO askeri üssünde adeta çınladı. Yabancı askerlerin hayran bakışları anlatılmaz yaşanır bir gurur yaşattı bizlere. Bir ara Amerikan askerlerini gördüm. İçlerinden bir iki zenci asker Ankara’nın Bağları eşliğinde kendi ritimleri ile oynamaya çalışıyorlardı…

Yarın dönüş günü. Bu seyahatime 6 saatlik uçak yolculuğu ile son veriyoruz. Her seyahatten olduğu gibi bu seyahatten de çok iyi dostlar edinerek ve anılar biriktirerek özlediğim memleketime dönüyorum…